Skip to main content

Bundan tam 528 sene önce tarihler 3 Ağustos’u gösterdiğinde dünyanın kaderi değişti. Bugün Yahudiler, İspanya’dan sürüldü ve Kristof Kolomb, Santa Maria adlı gemiyle Amerika Kıtası’na doğru ilk yolcuğuna çıktı.  Katolikler tarafından “Annus Mirabilis” yani Mucizeler Yılı olarak adlandırılan 1492 yılı, yalnızca İspanya’nın ilk küresel imparatorluk olarak ortaya çıkmasına neden olmadı; Osmanlı İmparatorluğu da dahil birçok devletin sosyo-kültürel ve ekonomik yapısını da değiştirdi.

Katolik Krallar

Asiller tarafından 1474’te tahtan indirilen Kastilya Kralı IV. Enrique yerine, üvey kız kardeşi Isabel geçer. Bir sene sonra Isabel, aynı zamanda kuzeni de olan Aragon Prensi Fernando ile evlenir. 1479 yılında babasının ölümüyle tahta çıkan Fernando’nun ilk icraatı, Isabel ile tahtlarını birleştirmek olur ve bu evlilik, bir ülkenin siyasi birliğini gerçekleştirmiş olur. Reyes Catolicos yani Katolik Krallar olarak adlandırılan bu çift, 1482 yılında Avrupa’daki son Müslüman emirliği Gırnata’ya (Granada) savaş açar. 10 yıl süren savaş, XII. Muhammed’in 1492 yılının Ocak ayında Gırnata’yı teslim etmesiyle son bulur ve İber Yarımadası’nda 700 yıldan fazla süren Müslüman varlığının da sonunu getirir. Gırnata’nın devrilmesiyle Yahudilerin ve Müslümanların kaderi de resmen değişir; Yahudiler apar topar sürülürken Müslümanlar, bir yüzyıl daha İspanya’da kalabildiler.

Granada’nın teslimi – Francisco Pradilla Ortiz

Yahudi Sürgünleri ve Elhamra Kararnamesi

Aynalar kitabında Eduardo Galeano, Yahudi avının bir Avrupa sporu olduğunu söyler. 1066 yılında finans işleriyle uğraşmak için İngiltere’ye getirilen Yahudiler, 1290 yılında Kral I. Edward tarafından sürgüne gönderilir. Ardından 1306 yılında Fransa da İngiltere gibi Yahudileri topraklarından sürer. İspanya’da 15.Yüzyılın ilk yarısında başlayan Yahudi düşmanlığı, İspanya’nın çeşitli bölgelerinde şiddet eylemlerine dönüşür ve birçok Yahudi dinini değiştirme mecburiyetinde kalır. Dinini değiştiren Yahudilere converso denilmekteydi. 1440 ve 1470 arası çeşitli bölgelerde Yahudilerin, Hristiyanların üstünde çalışmalarına engel olan türde yasalar çıkarılır. 1478 yılında Isabel, eşi Fernando ile yetkisi kraliyette olan, yalnızca Hristiyanların tabi olduğu bir engizisyon kurar. Müslümanlar ve Yahudilerin üzerinde etkin olamayan bu engizisyonun ilk uygulamaları, Yahudilikten Hristiyanlığa geçenlerin yani conversoların üzerindedir. 20 bin converso engizisyonda yargılanır ve yakılarak idam edilir.

Bu süreç, topraklarda var olan Yahudi paranoyasını bitirmez ve Gırnata’nın teslim alınışından 2 ay sonra 31 Mart 1492 tarihinde, Katolik Krallar, İspanya’nın en güzel yeri olan Elhamra Sarayı’nda bir kararname yayınlarlar. Bu kararnameye göre Yahudiler, 4 ay içerisinde İspanya topraklarını terk etmelidir. İlginçtir ki Yahudilerin toprakları terk edeceği son tarih olan 31 Temmuz 1492, Yahudi takvimindeki tüm felaketlerin yaşandığı, en acı gün olarak adlandırılan Tişa Beav’a denk gelir. Dönemin Yahudi zenginlerinden birisi Katolik Kralların karşısına çıkarak kararnamenin iptal edilmesini isteyip, yüklü miktarda para verir. Isabel ve Fernando böylesine saygın bir beyefendinin teklifini doğrudan geri çevirmezler ve Yahudilerin İspanya topraklarında 3 gün daha yaşamalarına izin vererek, son tarihi 3 Ağustos olarak ilan ederler.

Kararname’ye göre;

  • Yahudiler; yaşı, cinsiyeti, mesleği ne olursa olsun ülkeden gönderilecektir.
  • Yahudiler, Hıristiyanlarla iletişim içinde oldukça Hıristiyan toplumun yapısını ve ahlakını bozuyordur. Yahudiler, Hıristiyanları Yahudileşmeye zorluyordur.
  • Yahudilerin kovulmasının gerekli olduğu bilinmektedir. Yahudilerin her geçen gün Hıristiyanlara karşı suç işlemesi, kovma düşüncesinin pratiğe geçmesini gerektirir.
  • Yahudiler, Temmuz sonunda bir daha geri dönmemek üzere ayrılacaklar ve geri dönmeye cesaret edemeyeceklerdir.
  • Yahudiler, söz konusu süre zarfında ellerindeki malları, taşınmazları satabilecek ve ticaretini yapabileceklerdir ancak para, altın, gümüş ticaretine izin verilmeyecektir.
  • Kimse Yahudilere yardım ve yataklık yapamaz. Yardım ve yataklık yapanların mallarına el konur ve cezalandırılırdır.

Kararnamedeki bu ağır koşullar, Yahudilerin yarısına yakınının din değiştirmesine neden olur. Diğerleri ise topraklarını yok pahasına satmak zorunda kalarak 3 Ağustos 1492 tarihinde İspanya’yı terk ederler. Birçok Yahudi, sürgün sırasında soyulur ve öldürülür. Kimileri İspanyol kaptanlar tarafından denizin ortasında ölüme terk edilirken kimileri karada katledilir. Bu süreçte Yahudiler; Kuzey Afrika, Hollanda, İtalya ve kısa bir süre sonra sürülecekleri Portekiz gibi yerlere giderler. Birçok Yahudi II. Beyazıt’ın çağrısıyla Osmanlı Devleti’ne sığınır. Öyle ki 1490 ile 1535 yılları arasında yalnızca İstanbul’a 30.000 Sefarad Yahudisi gelir.

Yahudi sürgününe dair bu yasa, 20. Yüzyılın ikinci yarısına kadar yürürlükte kalır ve 1968 yılında, İspanyol diktatör Franco tarafından kaldırılır. 15.yüzyıl İspanyolcası ve İbranice karışımı Ladino adlı dili konuşan, kültürel miraslarını günümüze kadar korumayı başaran Sefarad Yahudileri; 2015 yılında İspanya tarafından yeniden vatandaşlığa çağrıldı. Yani İspanya, topraklarından sürdüğü Yahudilerden, 523 yıl sonra bir nevi özür dilemiş oldu.

Kolomb Yola Çıkıyor

3 Ağustos 1492 tarihinde Cenova doğumlu bir denizci, İspanya’nın Endülüs bölgesindeki Huelva şehrinden yelkenlisiyle yola çıkarak İspanya’yı ilk küresel imparatorluk, Avrupa’yı ise yağma deposu haline getiren ilk adımı atmış olur.

Cenovalı Kristof Kolomb, Portekiz’de ticaretle uğraştığı sırada asil bir kadınla evlenir, 1480’lerde İspanya topraklarına adım atar. Kolomb’un hedefi batıya doğru yelken açarak Asya’ya ulaşmaktır. Portekiz, denizcinin bu teklifine sıcak bakmazken Isabel ve Fernando için Kolomb’un bu hedefi oldukça ilgi çekicidir. Portekiz’in Afrika bölgesinde kurduğu tekeli kırmak isteyen Katolik Krallar, Ocak 1492’de Granada’yı fethetmeleriyle beraber Kolomb’un teklifine maddi kaynak ayırabilecek noktaya gelirler. Kolomb ile anlaşarak seyahat masraflarının bir kısmına ortak olurlar ve Kolomb da seyahat sonucu elde edeceği kârı tahtla paylaşmayı kabul eder. Başarılı olduğu takdirde Kolomb, asil statüsü kazanacak, Kastilya adına fethedeceği toprakların amirali, genel valisi olacaktır.

Kolomb’un 3 Ağustos 1492 tarihinde çıktığı sefer, 12 Ekim 1492 tarihinde Hispanyola’da (Dominik Cumhuriyeti ve Haiti’nin bulunduğu ada) sona erdi. Kolomb’un ayak basışıyla beraber kıtada 15 bin yıl boyunca yaşamış yerliler, Avrupa medeniyetini(!) keşfederek yabancı durumuna düştüler. “Keşfedilen” yeni yerlerde yerlilerin dilleri, dinleri, kültürleri yok edildi. Papa, bir hayali çizgiyle Amerika’yı ikiye böldü ve Portekiz ve İspanya arasında paylaştırdı. Günümüzde 50 milyon İspanya vatandaşı bulunurken 500 milyonun üzerinde İspanyolca konuşan kişi bulunuyor. 10 milyon Portekiz vatandaşı bulunurken 250 milyonun üzerinde Portekizce konuşan kişi bulunuyor. 3 Ağustos 1492’nin Latin Amerika’da açtığı yara bugün hala kanamaya devam ediyor.

Kapak görseli: Yahudilerin Sevilla’dan Sürgünü – Joaquin Turina y Areal

Yararlanılan Kaynaklar

Edict of the Expulsion of the Jews (1492)
http://www.sephardicstudies.org/decree.html

Kraliçe’nin Yahudileri
http://salom.com.tr/haber-82862-kralicenin_yahudileri.html

Phillips Jr., W. D., & Phillips, R. C. (2006). İspanya’nın Kısa Tarihi. Boğaziçi Üniversitesi Yayınları