İki farklı bölgeyi ayıran heybetli Everest’e çıkmak isteyen dağcının, biri Tibet diğeri Nepal olmak üzere iki yerden başlama seçeneği vardır. Ziyaretçilerin çoğu Nepal’i tercih ettiğinden midir bilinmez, Nepal denilince çoğu insanın aklına Everest, dağlar, doğa ve rengârenk bir yerli kültür gelir. ‘Gelişmekte olan’ ülkelerin pek çoğunun insanların imge dünyalarındaki acı kaderi herhalde budur; olduğundan daha egzotik ve romantik, mücadelelerle dolu bir tarihi yokmuşcasına hayal edilmek. Hâlbuki Nepal’de uzun yıllar süren bir halk savaşı[i] vardı.
Zor Yıllar
1990 Nisan’ında geniş çaplı demokrasi yanlısı protestolar Nepal Krallığı’nın meydanlarını dolduruyordu ve protestocular kraliyetin doğrudan yönetiminin sona ermesini talep ediyorlardı. Protestocular ve güvenlik güçleri arasındaki şiddetli çatışmalar sonucunda Kral Birendra ülkede parlementer monarşi kurulmasına ve demokratik reformlar yapılmasına razı olmuştu; ancak takip eden yıllar, büyük umutların hayal kırıklığına dönüşmesiyle sonuçlanacaktı. Nepal’de ilk çok partili demokratik seçim 1991 yılında yapıldı; fakat bir yanda da IMF ve Dünya Bankası güdümündeki piyasa odaklı yapısal dönüşüm programları ülke ekonomisini zorluyordu. Protestoların başlangıcından beri monarşinin tamamen kaldırılmasını hedefleyen sol hareket, ekonomik krizin de etkisiyle kendisine ajitasyon yapma alanı bulmuştu. 1992’de pek çok sivil aktivistin polis şiddetiyle öldürülmesiyle sonuçlanan genel grev benzeri olaylar, toplumda monarşi karşıtlığını iyice alevlendirecekti.
Nepal Halk Savaşı
Tarihe adını Nepal İç Savaşı olarak yazdıran savaş aktif olarak 1996 yılından 2006 yılına kadar sürdü. Savaşın tarafları Maocu Nepal Komünist Partisi (NKP) ile Nepal Krallığı’ydı. NKP(M)’nin amacı, kendilerine göre ‘yarı-sömürge yarı-feodal’ bir devlet olan Nepal Krallığı’nı yıkıp yerine halkların demokratik cumhuriyetini inşa etmekti. Ekonomik kriz, çeşitli etnik gruplara yönelik ayrımcılık, kast sistemi, yoksulluk, yolsuzluk benzeri sorunlarla cebelleşen halkın özellikle alt kasta mensup kesimi, Maoculardan geniş desteğini esirgemedi. Hindistan, Birleşik Krallık ve ABD iç savaş döneminde Nepal Krallığı’na Maocularla savaşmaları karşılığında silah ve para şeklinde maddi yardım yapan devletlerden birkaçıydı. On yıllık savaş, onlarca zorla kaybettirme ve işkence hikayesi doluydu. Öte yandan NKP(M) değişen uluslararası dengeleri ve ülke içi dinamikleri de okuyarak, sonunda silah bırakmaya karar verdi. Bombalama, kundaklama gibi eylemlerine büyük ölçüde son verdi. Özellikle son yıllarında parlementer demokrasinin komünist Nepal devletine ulaşmak için gerekli bir aşama olabileceği gibi kapsayıcı fikirlere odaklanarak taraftar kazanmaya yöneldi.[ii]
Silahlar Sustuktan Sonra
2008 yılında yeni seçilmiş kurucu meclis, Nepal Federal Demokratik Cumhuriyeti’ni ilan etmek suretiyle ikiyüz yaşından yaşlı Nepal Krallığı’nı lağvetti. Geçiş dönemi anayasası olarak da bilinen 2007 Anayasasının yerine nihayet 2015’te yeni Nepal Anayasası kabul edildi.
Yeni Anayasa
Çoğu dile, anlamı ‘kurmak’ olan Latince constituo kelimesinden türeyen ve Türkçe’de Anayasa diye andığımız metin, bir siyasi yapının kuruluş ilkelerini belirtir. Nepal Anayasasında belirtilen kuruluş ilkeleri devletin iç savaş tarihini fazlasıyla yansıtıyor. Anayasanın başlangıç ilkelerinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasıyla farkı oldukça dikkat çekici. Zira metinde “Feodal, otokratik, merkezi ve üniter devlet formunun yarattığı tüm ayrımcılık ve baskıyı sonlandırarak…”[iii] veya “tarihsel halk hareketlerinin ve silahlı mücadelelerinin şanlı tarihini ve milli çıkar, demokrasi, ilerlemeci değişim için insanların yaptığı fedakarlıkları bir kere daha hatırlayarak ve şehitleri, zorla kaybettirilen vatandaşları ve kurbanları tanıyarak…”[iv] gibi başlangıç hükümleri geçiyor.
Sonuç Yerine
Nepal halkın son otuz yılda yaşadığı politik değişim çok büyük olsa da sorunlar devam ediyor. Madhesiler gibi kimi etnik gruplar örneğin, ülkenin federasyon olma özelliğinin üzerinde çok da durulmadığından yakınıyorlar. Demokrasinin kuvvetlendiği, ekonominin iyileştiği bir bölge olsa da Nepal’in pek çok açıdan hâlâ yurttaşların refah içinde yaşadığı eşitlikçi ve çoğulcu ülke idealine kavuşmasına zaman olduğu açık. 2015’deki yüksek şiddetli deprem de politik gündemin odağına oturan talihsizliklerden biri olmuştu.
Yine de Nepal hikayesi çok şey düşündürüyor. Aralarında fersah fersah deniz varken Güney Amerika halklarının direnişini anımsatıyor mesela. Dünyanın çoğu yerinde hikâye hâlâ aynı; ezilen ve direnen halkların hikâyesi.
[i] Burada ‘halk savaşı’ terimi, Mao Zedung’un kavramsallaştırdığı üç aşamalı(savunma, denge, saldırı) bir savaş taktiğine işaret ediyor. Ancak basitçe esaslarından birinin düşmanı ülkenin derinliklerine çekmek suretiyle düşmanın tedarik hattını uzatma ve bu sırada gerilla güçleriyle düşmanı mağlup etme olduğu söylenebilir.
[ii] Prachanda lakaplı devrimci Pushpa Kamal Dahal’ın devrime giden yolun Nepal bağlamına göre özel olarak şekillendirilebileceğine dair detaylı fikirleri vardır. Bu fikirler Nepal Komünizmi veya Prachanda Yolu gibi isimlerle anılır.
[iii] İngilizce: “Ending all forms of discriminations and oppression created by the feudal, autocratic, centralized and unitary system,…”
[iv] İngilizce: “Remembering the glorious history of historical peoples’ movements and armed struggles time and again and the sacrifice made by people for national interest, democracy, progressive change, and recognizing the martyrs, the disappeared citizens and the victims,…”
Kaynakça
Nepal Anayasası’ndan yapılan ilgili alıntılar, içinde tüm ülkelerin anayasalarının İngilizce versiyonunun bulunduğu https://www.constituteproject.org/ sayfasından alınıp çevrilmiştir.
Gobyn, Winne. “From war to peace: The nepalese maoists’s strategic and ideological thinking.” Studies in Conflict & Terrorism 32.5 (2009): 420-438.
Hutt, Michael. Himalayan people’s war: Nepal’s Maoist rebellion. Indiana University Press, 2004.
Özkaya, A. Ercüment. “Nepal’de Mao’cu Deneyim” Teori ve Politika. Sayı 64, 2014.
URL: https://www.teorivepolitika.net/index.php/arsiv/item/487-nepalde-maocu-deneyim
Zharkevich, Ina. “‘Rules that apply in times of crisis’: time, agency, and norm‐remaking during Nepal’s People’s War.” Journal of the Royal Anthropological Institute 23.4 (2017): 783-800.