Fatsa’nın Bahçeler ve Tepeköy Mahalleleri mevkiinde 2013 senesinden beri faaliyet gösteren altın madeninin yarattığı tahribat, Fatsa Doğa ve Çevre Derneği’nin girişimiyle belgelendi.
Fatsa fındığı tehdit altında
Derneğin inisiyatifi ile 32 toprak (sediment) ve 11 su örneği, Kanada’da faaliyet gösteren Bureau Veritas Commodities isimli bağımsız laboratuvara gönderildi. Yapılan analizler Fatsa’nın toprağında ve suyunda madene bağlı ciddi tahribatı açığa çıkardı. Maden, Fatsalıların içme suyunu zehirliyor ve Türkiye’nin toplam fındık üretiminin yaklaşık %30’unun gerçekleştiği Ordu-Fatsa-Ünye havzasında tarımsal üretimi tehdit ediyor.
Ağır metaller toprağı ve suyu zehirliyor
Derneğin incelenmesi için gönderdiği numunelerden elde edilen sonuçlara göre, madenin çevresindeki topraklardaki kurşun miktarı normalden 5-7 kat fazla. Raporda, bu oranın çevredeki canlı popülasyonunun %50’si için ölümcül olduğu belirtiliyor. Topraktaki kurşunun madene yaklaştıkça arttığı, uzaklaştıkça azaldığının ortaya konduğu raporda, madenin kuş uçuşu 200 metreye kadar yaklaştığı mahallelerde (Bahçeler, Sarıhalil, Erenyurt) ikamet edenlerin tehlikede olduğuna dikkat çekiliyor.
Sonuçlara göre maden çevresinden alınan numunelerde kurşunun yanı sıra arsenik normalden 6-7 kat, kadmiyum normalden 5 kat fazla görülüyor.
Maden çevresinden alınan su örnekleri ile ilgili sonuçlar çok daha büyük ölçekli bir tehlikeye işaret ediyor. Analiz sonuçlarına göre maden çevresinden alınan örneklerde, madenin uzağından alınanlara göre 9000 kat daha fazla alüminyum, 100 kat daha fazla kadmiyum, 80 kat daha fazla bakır, 100 kat daha fazla demir ve kurşun bulunuyor. Maden çevresindeki su kaynaklarının, zaman içinde yer altı suları yoluyla bölgenin tamamına yayılacağı tahmin ediliyor. Bu gerçekleşirse, bölgenin içme suyu kaynaklarının çok büyük bölümü yok olacak ve yer altı sularının denizle birleştiği alanlardaki kirlilik, deniz canlıları için ölümcül seviyelere ulaşacak.
Altıntepe Madencilik, 2020’nin son çeyreğinde süresi bitecek ruhsatını 5 yıl daha uzatmak ve madeni iki kat büyüterek 196 bin dönüme çıkarmak için geçtiğimiz sene başvuruda bulunmuştu. Aktivistlerin çöle dönen maden alanından paylaştıkları görüntülere ve çevre örgütlerinin itirazlarına “Mevzuata uygun çalışıyoruz” şeklinde cevap veren şirket, bugünlerde fotoğraflardaki çöl görüntüsünü örtmek için zehirlenen toprakları rulo çimle kaplamaya çalışıyor. Şirket geçtiğimiz aylarda “Biz Bize Yeteriz” kampanyasına 25 milyon TL’lik yardımda bulunarak adından söz ettirmişti.
Avrupa’da yasak, Türkiye’de serbest
Bahar Madencilik ve Stratrex International’ın ortaklaşa kurduğu Altıntepe Madencilik, 2015 senesinden beri Fatsa’da siyanür liçi yöntemi (yığın liçi) ile altın çıkartıyor. Bu yöntem, 2000 yılında Romanya’da yaşanan ve Macaristan, Sırbistan ve Bulgaristan’ı da etkileyen, Karadeniz’de tonlarca balığın ölümüne sebep olan Baia Mare Aurul felaketinden sonra Avrupa Birliği Parlamentosu’nca tüm üye ülkelerde yasaklandı. Felaket, Avrupa tarihinin en büyük tatlı su zehirlenmesi olarak nitelendiriliyor. Avrupa Parlamentosu, bu yöntemin ürettiği atıkları, nükleer atıklardan sonra en tehlikeli atık olarak sınıflandırıyor. Siyanür liçi yöntemi, siyanürün sızması riskinin dışında, yer altında bulunan arsenik, kurşun, kadmiyum gibi ağır metalleri yeryüzüne çıkarttığı için doğaya ve insan sağlığına geri dönülmez zararlar veriyor. Ayrıca bu yöntem, çok büyük miktarlarda su tükettiği için tercih edilmiyor.
Aynı film Samsun’da da oynanacak
Samsun’un Havza ve Kavak ilçelerinde bulunan Şahin Dağları’nda, Kanada Menşeili Eldorado Gold’un Türkiye kuruluşu Tüprag, sondaj ile altın aramaya başladı. Geçtiğimiz aylardaki sokağa çıkma yasaklarını fırsat bilen şirket, Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte binlerce ağaç keserek, orman içinde sondaj araçlarının geçebileceği yollar açtı. Şirket, önümüzdeki altı yıl boyunca sondaj ile altın aramaya devam edecek.