Artık hayatın çok büyük bir parçası haline gelen internet ve sosyal medya kullanımının hukuk literatüründe önemli bir yer kazandırdığı güncel kavramlardan bir tanesi de ‘unutulma hakkı’dır. Unutulma hakkı, ‘kişinin geçmişinde yaşadığı, kayıt altına alınıp erişilebilir hâle gelerek alenileştirilmiş bir deneyimine dair verilerin silinmesini isteme hakkı’ olarak tanımlanabilir.
Unutulma Hakkının ‘Tarihçesi’
Unutulma hakkı çok genç olduğu için, zaman bakımından geniş kapsamlı bir tarihçeden söz etmek mümkün değil. Yaklaşık 2010 yılından beri aktif bir şekilde Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun gündeminde olan hak, komisyonun 95/46/EC sayılı Kişisel Verilerin Korunması Direktifi’nin yeniden gözden geçirilmesi gibi atılımları sonucunda 2016’da Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (General Data Protection Regulation-GDPR)[i] olarak somutlaşmıştır. Fakat terim ilk defa 2012 senesinde Viviane Reding tarafından yapılan açıklama ile ciddi manada gündeme gelmiştir. Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün(GDPR) 17. maddesi bireylere, kuruluşlardan kişisel verilerini silmelerini isteme, yani unutulma hakkı verir. Unutulma hakkı bir mutlak hak[ii] değildir, yalnızca belli koşullarda ileri sürülebilir. Örneğin kamu yararının veya basın özgürlüğünün mevzubahis olduğu noktalarda, unutulma hakkı ileri sürülemez.
Unutulma hakkının kullanılabileceği koşullardan birkaçı olarak verilerin bir çocuk hakkında olması, tutulan verilerin artık toplanıldığı amaç için kullanılmıyor olması, verilerin toplumu ilgilendiren bir suça konu olmayacak şekilde kişinin özel hayatıyla ilgili olması vesaire sayılabilir.
Unutulma Hakkının Uygulanmasındaki Sorunlar ve Doğurduğu Endişeler
Unutulma hakkını çok hassas kılan meselelerden bir tanesi bağımsız mahkemelerde vücut bulan milli egemenlikti. Adalet Divanı’nın ‘Google Kararı’[iii] Avrupa Birliği vatandaşlarına, Google arama motorundan belli şartlar altında kendileriyle ilgili bilgilerin silinmesini talep etmenin yolunu açmıştı. Yalnız bu hakkın sadece Avrupa Birliği vatandaşlarına tanımlanması aynı zamanda, herhangi bir AB vatandaşına ait olup da AB sınırları içinde mahkeme kararıyla erişilemez kılınan bilginin, AB sınırları dışında erişilebilir olması anlamına da geliyordu. Özetle, AB vatandaşlarının bu kazanımı küresel bir boyut kazanmadı.
Başka bir siyasal yapının (mevcut durumda AB) mahkemesince verilen bir kararın kendi hukukunda etki yaratmasına karşı çıkan ülkeler için bu küreselleşememe adımı olumlu addedilse de, internetin yaygınlaşmasıyla gittikçe önemli bir hale gelen unutulma hakkının evrenselleşmemesinden rahatsızlık duyan hak savunucuları da oldu. Öte yandan, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın kararı, ifade özgürlüğü ile kişisel verilerin güvenliği arasında bir denge kurmak amacıyla vatandaşın talebi halinde belli durumlarda bilgiler silinse de, küresel ölçekte listelerden kalkmayacağını belirtir. Google yetkilileri bu kararı destekleyerek, ifade özgürlüğü bakımından da olumlu saymışlardır. Bugün Güney Kore, Çin gibi ülkelerde unutulma hakkı kendine yer bulmaktadır artık.
Pratikte karşılaşılan coğrafi sorunlar veya örneğin dijital mühendislik masrafı ya da uluslararası hukukta hangi rejime tabi olunacağı gibi sorunlar haricinde, unutulma hakkının hukuk literatüründe yarattığı en büyük tartışmalar, hangi durumlarda kişi güvenliğinin, ifade özgürlüğünün veya kamu yararının önüne geçeceğine karar vermede kullanılacak olan kriterlere dair olmaktadır. Zira unutulma hakkının mutlak bir hak olması, halkın bilgi edinme hakkının gaspı anlamına gelebilirken unutulma hakkının mutlak yokluğu da internet ortamının kişisel veriler bakımından gittikçe daha güvencesiz bir yer olmasına çanak tutmaktadır.
Türkiye’de Unutulma Hakkı
Türkiye’de unutulma hakkı, cinsel saldırıdan hüküm giymiş milli güreşçi Recep Çakır’la ilgili haberlere erişim yasağı getirilmesiyle yakın zamanda tekrar gündem oldu. Son yıllarda unutulma hakkı Türkiye’de de kendine yer buldu. Bu kapsamda 6698 sayılı “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” 24 Mart 2016 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiştir ve kanunun 9 maddesi kabulünden 6 ay sonra, kalan maddeleri ise yayımlandığı gün yürürlüğe girmiştir.
Kanun kapsamında, Google gibi arama motorları ‘veri sorumlusu’ kabul edilir ve veri sorumlusundan talep edildiği halde silinmeyen kişisel verilerle ilgili Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na başvurulabilir. 7253 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” iki maddesi hariç, Temmuz ayının sonundan beri yürürlükte. 5651 sayılı kanunda değişiklik yapan 7253 sayılı kanunun uzun vadede sonuçlarını zaman gösterecek olsa da genel anlamıyla unutulma hakkı, sınırları net bir şekilde çizilmediği müddetçe imtiyaz sahibinin elini daha da kuvvetlendirmeye yarayacak gibi duruyor.
Kaynakça
Aydın Akgül, Kişisel Verilerin Korunmasında Yeni Bir Hak: “Unutulma Hakkı” ve AB Adalet Divanı’nın “Google Kararı”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 116, 2016.
Canan Akyüz Bilge, Unutulma Hakkı ve Türk Hukuku’ndaki Görünümü, 2019.
Serdar Gülener, Dijital Hafızadan Silinmeyi İstemek: Temel Bir İnsan Hakkı Olarak “Unutulma Hakkı”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 102, 2012.
Dan Svantesson, Limitless Borderless Forgetfulness? Limiting the Geographical Reach of the ‘Right to Be Forgotten’, 2015.
[i] Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün (GDPR) Türkçe çevirisi için bağlanı URL’Sİ:
[ii] Mutlak haklar, herkese karşı ileri sürülebilen, belli bir zamanın geçmesi ile zaman aşımına uğramayan ve kişiye diğer kişilere karşı en geniş yetkiyi veren haklardır.
[iii] Kararın İngilizcesi için bağlantı URL’si: http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=152065&pageIndex=0&doclang=EN&mode=req&dir=&occ=first&part=1&cid=305802