Skip to main content

Okuyacağınız bu yazı, Türkiye’de prekarya/güvencesiz olma halleri üzerine bir yazı dizisinin ilk kısmı. Dizinin temelini Guy Standing’in “Prekarya: Yeni Tehlikeli Sınıf” isimli kitabı oluşturuyor. Dizi, Guy Standing’in çizdiği kavramsal çerçeveyle Türkiye’deki birkaç prekarya gruba daha yakından bakmayı amaçlıyor. İlk kısımda mercek altına alınacak grupsa ev işçileri.

Prekaryalık/Güvencesizlik

Güvencesizlik, 1800lerden beri çeşitli bağlamlarda kendisine atıfta bulunulan bir kavramsa da kullanımının yeniden yaygınlaşması ve kullanım miktarının yükselen bir grafik seyretmeye başlaması 1980lerin sonunu buluyor. Çeşitli ülke veya sektörler özelinde bu noktadan sonra prekaryalık olarak bahsedeceğim güvencesizliğe değinen onlarca makale olmasına rağmen bu konudaki en kapsamlı metinlerden biri olarak ekonomist Guy Standing’in “Prekarya: Yeni Tehlikeli Sınıf” kitabı örnek verilebilir.

Prekarya, ‘precarious’ (güvencesiz) sıfatı ile ‘proletariat’ (proletarya) isminin birleşmesiyle oluşan bir terim. (Standing 21) Guy Standing kavramın 20.yüzyıla özgü yapısına da dikkat çekiyor. Bir diğer değişle, önceden geçici mevsimlik işçiler için kullanılan bu terimin kapsamı şimdi çok daha geniş ve çeşitlilik barındırıyor. Standing’in veya prekarya üzerine çalışanların genellikle vurguladıkları esas mesele prekarya insanların geçici işlerde düşük gelirle çalışmanın ötesinde, bir hayat tarzı olarak güvencesiz bir varoluş içerisinde bulunmaları.[i] Örneğin proje bazlı çalışma, stajyerlik, sınırlı kontratlar, yarı zamanlı çalışma ve freelance[ii] çalışma, orta sınıf düzeyinde prekaryalığı yaratan en yaygın yöntemlerden yalnızca birkaçı.

Ev İşçileri

Ev işçileri ya da amiyane tabirle ‘gündelikçiler’ Türkiye’de üzerine yapılan yasal düzenlemelerin en az bilindiği, yaşadıkları sıkıntılar en halı altı edilmiş kesimlerden biri. Evine belli bir sıklıkla ev işçisi alan pek çok insan bunu bir şirket aracılığıyla değil arkadaş tavsiyesiyle yapar ve işçinin sigortasını yapmaz, nasıl yapılacağını dahi bilmez. Sigortasız bir şekilde yıllarca çalışan, genellikle de kadın olan ev işçisi, emeklilik yaşına gelip de iş göremez olduğunda elinde hiçbir şey yoktur. Cam silerken düşüp hayatını kaybeden veya sakatlanan bir ev işçisinin gittiği evde çalışan olduğunu mahkeme nezdinde kanıtlamasıysa çok zordur; çünkü kanıt namına şahitliklerden başka sunulabilecek pek az şey vardır. İş yerinde olduğunu kanıtlayamayan kişi iş kazasına uğradığını nasıl kanıtlayacak?

Türkiye’deki kadın ev işçilerinin bu sorunlara verdiği cevap 2001’de İstanbul’da, sonradan İmece Kadın Dayanışma Derneği’ne dönüşecek olan Kadmer’i (Kadın Araştırmaları ve Dayanışma Merkezi) kurmak olmuş. Sinem Atakul’un yönettiği 2019 yapımı Gurur Yarası belgeseli bu derneğin kuruluşuna dair bilgi edinmek adına iyi bir başlangıç olabilir. Gurur Yarası’yla ve Emel Çelebi’nin yönettiği 2006 yapımı Gündelikçi belgeseli, ev işçilerinin çalışma koşullarına çok içten ışık tutan iki önemli yapım. Evine gelen ev işçisine değil yemek su bile sunmayan, konuşmaktan ve insanca muamele etmekten imtina eden işverenlere dair sabır sınayıcı örnekler de sunuyor iki belgesel film de.

Ev İşçileri Özelinde Güncel Türkiye Cumhuriyeti Yasaları

Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün Ev İşçileri Sözleşmesi’ni[iii] onaylayan ülkeler arasında bulunmuyor. Yalnız 6552 Sayılı Torba Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen “Ev Hizmetlerinde Çalışanların Sigortalılığı ve Konut Kapıcılığı” başlıklı 55. madde[iv] olumlu bir girişim olarak değerlendirilebilir belki. Bu ek kanun maddesine göre ayda 10 defadan az gün olmak suretiyle, aynı evde çalışan bir işçinin (bakıcılık veya temizlik işi yapıyor olması fark etmeksizin) günlük sigorta primini yatırmak için Sosyal Güvenlik Kurumu’na mesaj atmak yeterli.[v]

Kanun ev işçilerinin sosyal güvenliğini sağlamak adına bu kadar zahmetsiz bir çözüm üretmişken bundan yararlanan kaç ev işçisinin olduğu sorusunun cevabıysa bir muamma. En basit haliyle varolan kanundan haberi olmadığı için sigorta yaptırmayan işveren sayısı da oldukça çok. İşçilerse emekli maaşının azalması, dul aylığının kesilmesi gibi kaygılarla uygulamayı bilse bile sigortalanmak istemeyebiliyorlar. Ev işçisinin sigortasının yapılıp yapılmadığını denetleyen bir mekanizma da yok; ancak şikayet üzerine işverene (yani evinde çalışılmaya gelinen kişiye) ceza kesilebiliyor.

Sorun yapısalken ‘iyi’ bir kanun çıkarmanın, sorunu çözmede yeterli olmayacağını görmek oldukça kolay. Mevcut durumdaki çözüm, ev işçilerinin örgütlenmesini teşvik etmek, var olan yasanın duyurusunu iyi yapıp işçi ve işverenleri bilinçlendirmek gibi duruyor; ancak bu birilerinin lütfuna ve bilincine başkalarının kaderini terk etme hâlinden kalıcı bir biçimde çıkmanın yolu, daha radikal ve sisteme dair bir eylemi çağırıyor olsa gerek.

Kaynakça

Standing, Guy. “Prekarya Yeni Tehlikeli Sınıf, çev.” E. Bulut, İstanbul: İletişim Yayınları (2014).

[i] Bu noktada prekarya meselesine eğilen önemli bir yönetmen olan Ken Loach’a değinmezsek haksızlık olur. 2007 yapımı ‘İşte Özgür Dünya’ filmi, göçmenlerin güvencesizliğini ortaya seren bir eseri. 2016 yapımı ‘Ben, Daniel Blake’ filminde ise hem bekâr bir annenin hem de teknolojiyle arası olmayan, emekliliğini alamadığı için iş bulması gereken yaşlı bir adamın hayatlarını izleriz. Ken Loach’ın objektifini çevirdiği prekarya kesimlerin örnekleri çok daha bilinen filmleriyle çoğaltılabilir.

[ii] Freelance: ‘Serbest çalışma’ veya ‘bağımsız çalışma’ olarak çevrilebilir. Bir çeviri bürosuna bağlı olmadan çalışan çevirmenler bu kategoriye örnek olarak verilebilirler. Başta işçinin yalnızca istediği işi alması, çalışma saatlerini istediği şekilde ayarlaması benzeri sebeplerle çekici görünebilen bu çalışma tarzı, düzenli bir gelir temin etmediği için güvencesiz işçi yaratıyor. Ayrıca işçi kendi emekliliğini kendisi planlayıp muhtemelen özel sigorta şirketlerine yönelmek zorunda.

[iii] Anlaşmanın İngilizce versiyonuna ulaşmak için URL: https://www.ilo.org/dyn/normlex/en/f?p=NORMLEXPUB:12100:0::NO::P12100_ILO_CODE:C189

[iv] Bahsi geçen torba kanuna, dolayısıyla kanunun 55. maddesine ulaşmak için URL:

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/09/20140911M1-1.htm

[v] Detaylı bilgiye ulaşmak için URL:

http://www.sgk.gov.tr/wps/wcm/connect/45f2dc5e-0847-4603-adee-7eb1d681fca7/sms01.jpg?MOD=AJPERES