Skip to main content

George Floyd’un bilinci açık son dakikalarını gösteren videonun ulusal boyutta yarattığı dehşet, pek çok büyük şehirde sokağa çıkma yasakları ve Ulusal Muhafızlar’ın müdahalesi ile sonuçlanan protestolara yol açtı.

Ancak Floyd’un bir polis memuru tarafından boğazına 8 dakika 46 saniye boyunca dizi ile baskı uygulaması sonucu öldürüldüğü Minneapolis şehrindeki siyah vatandaşlara göre, polisin zor kullanması durumu rahatsız edici derecede yaygın.

430 bin kişilik Minneapolis nüfusunun yüzde yirmisi siyahlardan oluşmakta. Lakin polisin –tekme, boğma, yumruk, itekleme, düşürme, cop kullanma, elektro şok cihazı uygulama ya da diğer kaba kuvvet öğeleri ile- zor kullandığı durumların neredeyse yüzde 60’ı siyahlara yönelik olaylardan oluşuyor. Bu rakamlar şerha ait resmi verilerle de doğrulanmış durumda.

Topluluk temsilcilerinin açıklamaları, polisin siyahlara karşı şiddet kullanma sıklığının, adli tabip tarafından cinayet olarak kabul edilen Floyd’un öldürülmesi olayını aşan öfkenin sebebi olduğuna işaret ediyor.

Resmi rakamlara göre Minneapolis’te 2015 yılından beri 11.500 vakada polisin zor kullandığı kayıtlara geçti. En az 6.650 vakada zor kullanılan özneler siyahlardan oluşmakta.

Diğer taraftan kent nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan beyaz vatandaşlara karşı polis zoru içeren kayıtlı 2.750 vaka bulunuyor.

Bütün bu rakamlar Minneapolis polis departmanının son 5 yılda siyah vatandaşlara karşı zor kullandığı vakaların beyazlara oranla 7 kat fazla olduğunu açığa çıkarıyor.

Yukarıdaki veriler Minneapolis’te 2015 yılından beri polis tarafından kullanılan şiddet eylemlerinin tümünü yansıtıyor. Yani bir polisin tokat, yumruk ve bedeni ile etkisiz hale getirme eylemlerini aynı çekişme içerisinde kullanması üç farklı şiddet eyleminin kullanılması olarak hesaplanmakta. 2015’den beri polis tarafından en az bir şiddet eylemi kullanılmasını içeren toplam 5.000 vaka kaydedilmiş durumda.

Son 20 yıldır St. Paul’daki Hamline Üniversitesinde yerel polis taktikleri üzerine çalışma yapan Professör David Schultz, Minneapolis’te yaşanan zor kullanma vakalarındaki ayrımcılığın, şehrin gelir, eğitim, işsizlik gibi yaşamsal öğelerinde görülen etnik statü farklılığına bağlı olduğunu ifade ediyor. Schultz’a belirttiğine göre “Bu durum Minneapolis’te yaşanan ve ayrımcılıkla gelen başka sıkıntılı konuların yansımasıdır.”

Yıllar önce görev başındaki memurların muhtemel mesuliyetleri üzerine verdiği bir derste Schultz Minneapolis’i “Polis’in zor kullandığı durumlarda, olmaması gereken her şeyi içeren bir laboratuar gibi” olarak tariflemekteydi.

Schultz, mevcut emniyet müdürü Mearia Arrandondo’nun belirli konuların düzeltilmesi için çaba gösterdiğine değinmekle beraber departmanın birçok açıdan halen on yıllar öncesindeki gibi hareket ettiğini söylüyor.

Mr. Schultz “Asgari olarak bir jenerasyon öncesi gibi hareket eden bir anlayışımız var’’ diyor.

Minneapolis’teki protestocuların tepkisi aynı zamanda sonrasında haklarında yasal işlem yapılmayan polis memurları tarafından öldürülen birden fazla siyah vatandaşın anısından da etkileniyor. Bu olaylara 2015’te Minneapolis’te vurulan ve sonrasında savcılık tarafından görevli memurun silahına hamle yaptığı iddia edilen 24 yaşındaki Jamar Clark, 2018’de ara sokaktan kaçmaya çalışırken “Lütfen beni vurma” dediği sırada vurulan 31 yaşındaki Thurman Blevins, 2016’da Minneapolis banliyösünde vurulduğu sırada kız arkadaşı tarafından olay anı kayda alınan 32 yaşındaki Philando Castile de dahil.

Videoda Floyd’un boynuna dizini bastırırken görülen memur Derek Chauvin, polis teşkilatından ihraç edildi ve hakkında kasıtsız adam öldürme ve 3. derece cinayetten işlem başlatıldı. Minneapolis Polis Departmanı yetkililerinden, kullanılan şiddetin şekline yönelik sorulara cevap alınamadı.

Şehrin güç kullanım prensipleri boynun ön kısmına baskı uygulama ile gerçekleştirilen boyun kilidine, ölümcül güç kullanımı olarak tariflenenler ise sadece ekstrem koşullarda kullanılmak üzere, izin veriliyor. Boyun bölgesinden etkisiz hale getirmenin ise gırtlak üzerine değil boynun yan kısmına baskı uygulanması şeklinde kullanılabileceği ise özellikle belirtiliyor.

Son 5 yılda polis memurlarının bir kimseyi bayıltmak amacı ile “boyun bölgesinden müdahale etmesini” içeren 44 vakanın kaydedildiği bölgede, bunların 27’si siyah vatandaşlara yönelik müdahalelerden oluşuyor.

Uzmanlar, ülke genelinde pek çok polis departmanının boyna yönelik müdahaleleri ve soluk borusunu tıkayan boyun kilitlerini çok riskli oldukları gerekçesi ile yıllardır kullanım dışı bırakmaya çalıştıklarını bildiriyor.

Eski Minneapolis Sivil Polis Denetim görevlisi David Bicking’e göre, Floyd’a uygulanan eylem, Floyd’un boynunun ön kısmına baskı uygulanması nedeni ile şehrin kurallarınca izin verilenin dışında bir boyun kilidi yöntemi.

Bicking’in tarifi ile bu eylem, şehrin polis teşkilatı tarafından sıkça kullanılan vücut ağırlığı ile etkisiz hale getirme yöntemlerinin yasadışı bir biçimi. 2015 yılından beri siyah vatandaşlara karşı vücut ağırlığı ile etkisiz hale getirme yönteminin kullanıldığı vaka sayısı 2.200, bu rakam beyaz vatandaşlara bu yöntemle yapılan müdahalelerin sayısının iki katından fazla.

Minnesota merkezli Polis Şiddetine Karşı Topluluklar Birliği’nin yöneticilerinden olan Bicking’e göre, 2012’den bu yana Minneapolis polis memurlarına karşı 2.600 resmi sivil tarafından şikayette bulunuldu.

2017’de Avusturalya kökenli bir kadını öldürerek ihraç edilen ve 3. Derece cinayetten hüküm giyen memur Mohamed Noor vakası gibi, bazı memurların ihraç edilmesi ya da disiplin cezası alması ile sonuçlanan birçok soruşturma görüldü.

Ancak Bicking, görevin kötüye kullanımı iddiasında bulunan bu şikayetler sonucu sadece bir düzine davanın toplam 15 memura disiplin cezası verilmesi ile sonuçlandığını ve bu cezaların en ağırının 40 saat ücretsiz uzaklaştırma olduğunu ifade etti.

“Bu bir hafta ücretsiz izin demek” diyerek devam eden Bicking şehrin tutarsız memurları disipline etmek konusunda başarısız olduğunu, bunun da geçen hafta yaşanan trajedi ile sonuçlandığını belirtti ve Floyd’un ölümü ile yargılanan eski polis memuru hakkında en az 17 şikayetin mevcut olduğunu bildirdi.

Bicking’e göre “Eğer disiplin istikrarlı ve uygun şekilde uygulansaydı Derek Chauvin bugün ya çok daha iyi bir memur olurdu ya da polis teşkilatından uzaklaştırılmış olurdu. Eğer disiplin olması gerektiği gibi uygulansaydı George Floyd’un ölümü yaşanmamış olurdu.”

Şehrin zor kullanım konusundaki resmi kayıtlarının sokaklarda zor kullanılan olayların gerçek sayısının çok altında olduğunu söyleyen Bicking, bildirilen resmi rakamların buna rağmen bile Minneapolis’teki öfkeyi açıklamak için yeterli olduğunu iletti.

Bicking’e göre “Bunun temelleri yıllar önce atıldı. George Floyd sadece kıvılcımı oldu”

Minneapolis polisinin kontrolden çıkmasına yönelik korkular üzerine eyalet yetkilileri salı günü harekete geçti. Demokrat Vali Tim Walz, Minnesota Eyaletinin İnsan Hakları Departmanı’nın, polis teşkilatı hususunda geçtiğimiz 10 yılda “ten rengini gözeterek insanlara karşı sistematik ayrımcılıklarda bulunması” sebebiyle soruşturma açtığını bildirdi. Bu soruşturma mahkeme kararı üzerine polis teşkilatının işleme biçiminin vali tarafından değiştirilmesi ile sonuçlanabilir.

Soruşturma üzerine açıklama yapan Vali Walz “Eyaletimizde nesillerdir yaşanan sistematik ırkçılığın yıkılması için elde bulunan her imkanın kullanılması” talebinde bulundu.

Bazı aktivistler tarafından Minneapolis Polis Departmanı, ülkede davranış açısından en kötü kentsel güç olarak kabul edilirken, zor kullanılması konusunda ise karşılaştırmalı ulusal rakamları elde etmek kolay değil.

Bowling Green Eyalet Üniversitesi’nden suçbilimci Philip M. Stinson’a göre, bu konuda ABD içerisinde en detaylı veriler Kasım 2015 de Adalet Bakanlığı tarafında yayınlanan bir araştırmaya ait: Bu araştırmaya göre siyah vatandaşların yüzde 3.2’i polis ile en son temaslarında öldürücü olmayan zor kullanım ya da zor kullanım tehdidi ile karşılaşırken bu rakam beyaz vatandaşlarda yüzde 1.4 olarak belirlendi.

Minneapolis polis yetkilileri kendi ellerindeki veriler ve polisin zor kullanımı oranları üzerine sorulan sorulara yanıt vermezken, diğer çalışmalar trafik kontrol aramaları gibi vakalarda siyah vatandaşlara karşı ayrımcılığa işaret ediyor. Bazı güvenlik gücü mensupları suç oranı yüksek bölgelerde genellikle siyah vatandaşların yaşadığını bu sebeple siyah vatandaşların polisle daha sık karşı karşıya geldiği fikrini ortaya attı. (Aynı çalışmalar aramalar sırasında siyah sürücülerin üzerlerinden beyaz sürücülere oranla daha sık kaçak mal çıktığını da göstermekte.)

Minneapolis verilerine göre zor kullanımının en yoğun olduğu bölgelerde genellikle siyah vatandaşlar ikamet etmekte. Bu bölgelerde suç oranı daha yüksek olmakla beraber, genellikle beyazların yaşadığı daha zengin bölgelerde de her ne kadar total rakamlar daha düşük olsa bile, siyah vatandaşlara karşı daha sık güç kullanıldığı belirtildi.

Kendisi de eski bir polis memuru olan Stinson’a göre Floyd’un gözaltına alınması sırasında etkisiz hale getirme bir noktada “kasten cinayete” dönüştü.

“Benim deneyimlerime göre, bir kişinin boynuna bu şekilde baskı uygulamak her zaman ölümcül güç kullanımı demektir.” diyen Stinson sözlerine, “daha da korkunç olanı diğer memurların kayda alındıklarının da farkında olarak olayı durdurmamalarıdır.” şeklinde devam etti. Ona göre bu, zor kullanımla ilgili diğer verilerle benzerlik göstererek, şehirdeki polis memurlarının “rutin olarak siyahlara şiddet uygulamasını” işaret etmekte.

“O memurun o anda yaptıkları meslektaşları tarafından görmezden gelindi.” diyen Stinson’a göre “Hiç de şaşırmış görünmüyorlardı, bu onlar için her zamanki bir durumdu.”

Kaynaklar: ABD Nüfus İdaresi, Adalet İstatistikleri Bürosu, Minneapolis.

NY Times’taki İngilizce orijinalinden Ozan Tüzün tarafından Kroniko.org için çevrilmiştir