Skip to main content

“Kullanıcı deneyimi” son yıllarda tasarım literatüründe oldukça sık duyduğumuz bir kavram haline geldi. Kullanıcıların deneyimleri, ürün tasarımı için önemli bir veri kaynağı oluşturuyor. UX (User Experience) olarak da sıklıkla karşımıza çıkan terimle dolaylı ilişkili bir konu olan sevgili kullanıcılar hakkında yazmak istedim. Sahi kim bu ‘Kullanıcılar’?

Ne zamandır müşterilere kullanıcı diyoruz? Nasıl bir evrim geçirdi bu aktör? Evet, bazı durumlarda bu iki kavram arasındaki keskin çizgiyi görebiliyoruz. Evcil hayvanım için aldığım mamanın senaryosunda, parayı ödeyen ve mamayı satın alan ben müşteri, mamayı yiyen ev arkadaşım ise kullanıcı oluyor; çünkü ürünü kullanan ‘kullanıcı’ o, ürünü satın alan ‘müşteri’ ise ben. Kullanıcı ve müşteri ayrımı her zaman bu kadar keskin değil. Aslında bu bir ayrım da değil; çünkü parayı ödediğinizde müşteri olursunuz gibi bir genelleme doğru değil. İşte tüm bu sebeplerle ürünü kullanan ve satın alan aktörün konumu üzerinde durmak istiyorum.

Endüstri Devrimi öncesi zanaatkarlar tarafından üretilen ürünlerde, o günün tasarımcısı olan zanaatkarlar tek başlarına bu sürecin sorumlusuydu. Ürettikleri ayakkabı veya mobilyadaki tüm kararlar zanaatkarlara aitti. Tasarım-üretim-pazarlama-iletişim gibi tüm aşamaları kendileri yürütüyorlardı. Bugünkü yazının konusu olan aktörümüz, ürünün tasarım sürecinde isteklerini sürecin tamamına hâkim olan zanaatkardan talep edebiliyordu. Bugünün kullanıcı odaklı tasarım yaklaşımının ilk örneği olarak, endüstri devrimi öncesi zanaatkarları verilebilir. Sonrasında gerçekleşen endüstri devrimi ile birlikte ise zamanın tasarımcıları, üretim çılgınlığını verimli hale getirebilmek için, kullanıcı-müşteri aktörünün talepleri yerine, ürünün maliyeti, üretim yöntemi veya hammaddesi gibi konular üzerine eğildiler. Üretim ile ilgili verim konusunun devamındaysa ürünün biçimi gündeme gelmiştir. Tasarımcılar bu kez de hizmet verdikleri firmanın veya pazarın ihtiyaçlarına yönelik ürünler tasarladılar. Tasarımcıların rolü, ürünü ‘güzelleştiren’, ‘form veren’ iken kullanıcı ile olan ilişki yine geri planda bırakıldı ve gerçek ihtiyaçları ile ilgilenilmedi.

Endüstri ürünleri tasarımı tarihinde önemli bir kırılma noktası olan Bauhaus ile birlikte ‘form fonksiyonu izler’ (Form follows function) cümlesini duyduk. Bauhaus ile başlayan dönemde, ürünün biçimine bu denli verilen önemin anlamsızlığı fark edilmiş ve formun fonksiyon ile belirlenebileceğine karar kılınmış oldu. Fonksiyonel ürünler tasarlanması gerekilen bu dönemde, ürünlerin fonksiyonlarının doğru şekilde belirlenebilmesi için gözler yine sevgili kullanıcımıza çevrilmiş oldu. Onları yeterince tanımaz ve davranışlarını incelemez isek nasıl fonksiyonel ürünler tasarlayabilirdik ki?

Henry Dreyfuss 1955 yılında “İnsanlar için Tasarlamak (Designing for People)” kitabını çıkarır. Kitapta Joe ve Josephine isimli iki hayali kahramandan bahseder. Bugün UX alanı ile ilgilenen tasarımcılar, süreçlerinde kullanıcıyı tanımlayan personalar oluşturmaktadır. Dreyfuss’un Joe ve Josephine karakterleri ilk persona örneği olarak verilmektedir.

1971 yılında yapılan Manchester Konferansı’nda ise müşterilerin tasarım sürecine katılımı ile ilgili ilk düşünceler tartışılmıştır. Kullanıcıların, gündelik hayatlarındaki deneyimleri ve tasarımcıların, profesyonel bilgilerinin sentezi ile doğru tasarım çözümlerine ulaşılabileceği fark edilmiştir. Katılımcı tasarım kavramının da doğuşu ile birlikte kullanıcı, tasarım sürecinde kendine önemli bir yer bulmuştur.

Katılımcı tasarım yaklaşımı konusunda ve tasarım kuramları ile ilgili pek çok çalışma yapan Fuad Luke’un müşteri evrimi ise tüm bu gelişmeleri ve dönemleri özetler nitelikte olup şu şekildedir;

* Sadece tüketen= Tüketici (Consumer)

* Davranışları incelenen = Kullanıcı (User)

* Sürece dahil olan= Katılımcı (Participant)

* Süreçte destek olan= Uyarlayıcı (Adapter)

* Süreçte iş birlikçi olan= Ortak yaratıcı (Co designer).

Bugünkü yazımda tasarım literatüründe sıklıkla duyduğumuz ve son on yıllarda önemli tasarım yaklaşımları arasında yer alan kullanıcı deneyimi kavramının başlıca aktörünü tanıtmak istedim. Kullanıcı, tüketici, katılımcı bugün her ne iseniz teşekkürler Joe ve Josephine…

Kapak görseli: Joe ve Josephine, Henry Dreyfuss tarafından yazılan, Alvin R. Tilley tarafından tasarlanan The Measure of Man posterlerinde, 1969 (Cooper-Hewitt, Smithsonian Tasarım Müzesi, Fotoğraf: Matt Flynn)

Kültür

Zaman

Eylül DanışmanEylül DanışmanAğustos 2, 2023
Kültür

Nazmiye

Eylül DanışmanEylül DanışmanAğustos 2, 2023