Mantık Hatası Nedir?
‘Mantık safsataları’ kalıbıyla da anılan mantık hataları iki türlü olabilir: Bir düşünce ifade edilirken ortaya konan biçimsel/şeklî/formel hatalar veya içeriksel/esasa ilişkin/informel çıkarsama yanlışları. Biçimsel hatalar, standart mantık sisteminde mantık sembolleriyle ifade edilebilirken içeriksel hatalar doğrudan akıl yürütme sürecindeki bir hataya işaret eder. Savın öncülüne ters bir sonuca varmak örneğin, biçimsel bir mantık hatasıdır. Öte yandan karşı tarafın argümanını, kast ettiği şeyin çok ötesine taşıyıp da orijinal savın bu uca çekilmiş hâlini ‘çürütmek’, içeriğe ilişkin düşülen mantık hatalarından birine örnektir.
Felsefe, matematik gibi bilim dallarında lisans eğitimi alanların müfredatlarında mantık dersleri en azından seçmeli olarak çoğunlukla bulunur. Hukuk için, avukatın savunma yaparken hakiminse hükûm verirken mantık hatalarına düşmemesi hayatî önem taşır. Akıl yürütme gerektiren herhangi bir iş ve sağlıklı yürümesi umulan herhangi bir iletişim, mantık hatalarından uzak durmayı gerektirir. O halde hem gündelik ikili ilişkilerimizde hem de politikacıların söylemlerinde sıklıkla denk geldiğimiz bu hatalar konusunda bilinçlenmek faydalı bir kazanım olur.
Yazının devamı, karşımıza çoklukla çıktığını düşündüğüm birkaç içeriksel mantık hatasının irdelenmesi olacak. İletişim kurarken, münakaşa sırasında veya yazı yazarken ne yazık ki en eğitimli beyinlerin bile kurtulamadığı mantık hatalarını normalleştirilmek pek çok sorunu çözümsüzlüğe itiyor. Başta siyasilerin manüpülasyonuna karşı uyanık olmak için, denilenleri mantık süzgecinden geçirmeli.
Yaygın Mantık Hataları
Post hoc ergo propter hoc
‘Önce A, daha sonra B oldu. Demek ki A, B’nin sebebidir.’ şeklinde kurulan mantık yürütme bu kategoriye giriyor. Türkçe’ye ‘bundan önce, dolayısıyla buna sebebiyet vererek’ şeklinde çevrilebilir, zamansal bir ardışıklık ilişkisinin nedensel bağa yorulmasıdır. Grip olan birinin çevresindekilerden ‘Geçen gün soğuk su içmiştin ondan olmuştur’ minvalinde tespitler duyması örneğinde kurulan neden-sonuç ilişkisi buna bir örnek olabilir; zira bu örnekte tespiti yapanlar kişinin vücudunda önceden kaptığı bir virüsün kuluçka döneminde olabileceği veya aynı gün hasta bir arkadaşıyla yakın temasta bulunmuş olabileceği gibi ihtimalleri gözardı ederler.
Yanlış ikilem
‘Yanlış ikilem’, kendini hem duygusal ilişkilerde hem de siyasal hayatta gösteren bir mantık hatasıdır. Mevcut durumu, olabileceği çok fazla farklı seçenek varken aslında var olmayan bir ikilem içinde sunmaya denir. ‘Ve/Veya Hatası’, ‘Siyah-Beyaz Hatası’ olarak da geçer… ‘İktidarımızı desteklemiyor musunuz, o halde vatan hainisiniz’e varan iddialar bu mantık hatasının türevleridir.
Red Herring (Kırmızı Ringa)
Türkçe’ye çevirisinin bir imge uyandırdığını düşünmediğim bu mantık hatası, konuyu saptırma şeklinde yorumlanabilir. Örneğin bir röportajda cevap verilmesi istenen soruyu tam olarak cevaplamazken aslında alâkasız olan bir bilgiyle konuyu saptırmak şeklinde örneklenebilir. ‘2019 yılında şu kadar vergi toplandı, bunun bu kadarı nereye gitti’ sorusuna, ‘Hükûmetimiz çok çalışıyor, bu arada 2021’de füze üretiyoruz’ benzeri bir cevap vermek ‘red herring’ hatasına girer.
Korkuluk (Strawman)
Tepkisel indirgemecilik olarak da geçen bu hatanın tanımına, yazının başında biçimsel ve içeriksel mantık ayrımı çizerken başvurmuştuk. Karşı tarafın argümanını kast ettiği şeyin çok ötesine taşıyıp, tartışmayı orijinal savın bu uca çekilmiş hâli üzerinden yürütmeye korkuluk safsatası deniyor. Bir argümanı zayıf olduğu şekilde yanlış yorumlayıp, bir korkuluğu yenercesine alt etmek olarak da tanımlanabilir. Korkuluk safsatası, bir ‘red herring’ safsatasıdır aynı zamanda çünkü argümanı geçerli olmayan veya söz konusu edilmeyen bir perspektiften bakmayı gerektirir.
Örneğin, ‘Madem insanlar maymundan geliyor, neden bugünkü maymunlar insan doğurmuyor?’ şeklindeki retorik soruyla evrim kuramını çürütmeye çalışmak, evrim kuramına değil onun çok basitleştirilmiş ve abesleştirilmiş, yani korkuluk haline getirilmiş bir versiyonuna yöneliktir.
Ad Hominem
Bir tarafın argümanının, argümanın kendisine değil de tarafın karakteri, kişiliği, etnik kökeni, dinî görüşü, cinsel yönelimi ve benzeri özelliklerine yönelik geliştirilen argümana ad hominem argüman deniyor. Ad Hominem argüman çok farklı şekillere bürünebilir, ırkçı beyanlarda bulunan kişilerin kendilerini savunma mekanizması olarak da başvurdukları bir akıl yürütme biçimidir. Kürtlere karşı ırkçı söylemde bulunmakla suçlanan kişinin, ‘Ne alakası var ya, benim de Kürt komşularım var hatta annem de Kürt benim’ benzerinde bir savunmaya geçmesi, kişinin kendi özelliklerden birini, kendisine yöneltilen eleştirinin karşısına koymak olarak zuhur ettiğinden yine ad hominem argümandır.
Kimlik siyasetinin Ad Hominem ile olan ilişkisi üzerine apayrı ayrımlar içeren, incelikli bir yazı ve kavramsallaştırma gerektiğini düşündüğümden, o meseleye burada girmemeyi uygun buluyorum.
Argumentum Ad Ignorantiam
Bilgi eksikliğinden kaynaklanan mantık hatasına Argumentum Ad Ignorantiam deniliyor. Uzaylıların varlığını iddia eden biri, ‘Yok olduklarını ispatlayamadığımız için varlar’ diyemez. Bu basitçe bilgi eksikliğinden veya bugünün koşullarıyla eldeki savı kanıtlayacak yeterli veri toplanamaması sebebiyle varılan bir sonuçtur.
Hukuka davacı-davalı tarafların bu mantıksal hatadan yarar sağlamalarından kaçınmak için, çeşitli ispat yükümlülüğü kriterleri konulmuştur örneğin. Muhalefetteki birinin terör örgütü mensubu olduğunu iddia eden iktidar partisi üyesi bu yaftasını, ‘X örgütüne üye olmadığını kanıtlasın o zaman’ söylemiyle taçlandırırsa mesela, bu mantık hatasının bir çeşidini kullanmayı taktik edinmiş olur.
Sonuç
İnformel mantık hatalarına dair söylenmesi gereken belki en önemli şey, çok sayıda olmalarıdır. Her türlü ufak ayrım yapılarak bütün mantık hatalarına bir isim konulduğunda, mantık hatası çeşidi sayısı çoğu kaynakta yüzü aşıyor. Bir başka mesele de mantık hatalarının genelde bir arada, el ele bulunmalarıdır. Yanlış bir akıl yürütmede genellikle birden fazla ‘safsata’ya rastlanır. Mantıksal safsatalara, mantık hatalarına karşı tetikte olmak büyük bir zihinsel eğitim gerektirdiği gibi, bir tartışmada üstünlük sağlayabilecek bu hatalara başvurmamak da büyük irade gerektiriyor. Kimse kendini her yere bunca sirayet etmiş bu hatalardan azade sanmamalı ki düzeltmek mümkün olsun.
Kaynakça
Hansen, Hans, “Fallacies”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2020 Edition), Edward N. Zalta (ed.), URL = https://plato.stanford.edu/entries/fallacies/#Bib
“Logical Fallacies”, Purdue Writing Lab. URL = https://owl.purdue.edu/owl/general_writing/academic_writing/logic_in_argumentative_writing/fallacies.html